Aile hukuku, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabında düzenlenmiş ve özel hukukta da önemli yer tutan bir hukuk dalıdır.


Aile hukukunun başlıca konuları; nişanlanma, evlenmenin koşulları ve hükümleri, boşanmanın koşulları ve sonuçları, mal rejimleri, aile konutu, soybağı, evlat edinme, velayet, çocuğun nafaka hakkı, vesayet, kayyımlık, yasal danışmanlık, yardım nafakasıdır. Günümüzde boşanma oranlarının hızlı artışı Aile Hukukunun önemini her zamankinden daha fazla gözler önüne sermektedir. Çünkü boşanma yalnızca eşler arasındaki evlilik akdinin sona erdirilmesinden ibaret değildir. Mal rejiminin tasfiyesi, aile konutunun boşanma sürecindeki ve boşanma neticesindeki durumu, varsa çocukların boşanma neticesindeki durumu, boşanma sonrasında kadının soyadı, iştirak ve yardım nafakası gibi konular da boşanmaya karar vermiş kimseler açısından en az evlilik birliğinin sona erdirilmesi kadar önemlidir. İşte bu konuların tamamı aile hukuku içerisinde incelenmektedir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda boşanma sebepleri temelde özel ve genel olarak ikiye ayrılır. Zina(TMK m.161), hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış(TMK m.162), suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme(TMK m.163), terk(TMK m.164), akıl hastalığı(TMK m.165) boşanmanın özel sebepleridir. Bu sebepler Kanunda madde madde sayılmıştır ve bu sebeplerden birinin bulunması boşanma için yeterlidir. Boşanmanın genel sebepleri ise kanunda madde madde belirtilmemiş, 166. maddede evlilik birliğinin sarsılması başlığı altında toplanmıştır.

4721 sayılı Medeni Kanununda Aile Hukuku ile ilgili çok önemli bir değişiklik de yasal mal rejimi konunsunda yapılmış,743 sayılı kanundaki yasal mal rejimi olan "mal ayrılığı rejimi" yerine yeni kanunla "EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ" kabul edilmiştir. Bu yeni düzenlemeye göre 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda; edinilmiş mallara katılma, mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı hakkında düzenlemeler yapılmıştır. TMK uyarınca; taraflar aksine bir sözleşme yapmadıkça, edinilmiş mallara katılma yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir.

TMK’nin yürürlük tarihi olan 01.01.2002′den öncesinde başlayıp devam eden evliliklerde, eşler ayrıca mal rejimi sözleşmesi yapmamışlarsa, 31.12.2001 tarihine kadar “Mal Ayrılığı Rejimi”, 01.01.2002′den sonrası için “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi” geçerli olacaktır. Bu evliliklerde 01.01.2002’den önce eşlerin her birinin üzerine kayıtlı olan mallar kendisinde kalmaya devam etmekte ve herhangi bir sözleşme yapmamış oldukları takdirde, 01.01.2002’den sonrası için bu mallar kimin üzerinde kayıtlı ise onun kişisel malı sayılmaktadır. Eşlerin TMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra kazandıkları mallar ise “edinilmiş mal” olarak sayılacaktır.

Büromuz; evlilik öncesi eşlere uygulanacak mal rejimi sözleşmelerinin hazırlanması, nişanın bozulmasından kaynaklanan maddi ve manevi zararların giderilmesi için açılan davaların takibi, anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenmesi, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davalarının takibi, boşanma davalarında nafaka, müşterek çocukların velayeti, maddi ve manevi tazminat davaları, ziynet davaları, eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi davaları, soy bağı kurulması, nesebin reddi, evlat edinme davaları, yurt dışında yaşan Türk vatandaşların yabancı ülke mahkemelerinden aldıkları boşanma kararlarının tenfizi ve tanınması, aile konutu şerhinin tapu kütüğüne işlenmesi ve benzeri konularda hukuki hizmet vermektedir.