İMAR HUKUKU
İmar hukuku, idare hukukunun bir alt dalı olmakla birlikte sadece idare hukukunu ilgilendiren bir hukuk dalı değildir. Hem hukuk dalları bakımından çok boyutludur hem de diğer bilim dalları ile çok sıkı bir ilişki içerisindedir.
Bu sebeple, bu alanda çalışmak için mimari bilgiye de ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle imar hukuku üzerine çalışan bir kimsenin örneğin imar planı okuyabilmesi, bu hukuk dalı açısından bir anlamda zorunluluk arz etmektedir.
İmar hukukunun alt ana başlıklarına baktığımızda;
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 3. maddesinde, herhangi bir sahanın, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamayacağı kuralına yer verilmiştir. Bu maddede, bir sahanın imar planının bulunması halinde o sahanın bulunduğu bölgenin planına aykırı amaçla kullanımının olamayacağı vurgulanmıştır. Yine, bir sahanın bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamayacağı belirtilmiştir.
Tüm bunlarla beraber, birbirine benzer iki adet tanımı yapılan imar mevzuatına aykırı yapı terimi, kısaca, ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan başlanılan ve ruhsat ve eklerine aykırı olan yapı şeklinde belirtilmiştir. Bu özet ifadede, “ruhsatsız yapılar” teriminden, usulüne uygun olarak izin alınarak yapımına başlanılması halinde imar mevzuatına aykırı yapı kavramına girmeyen, sadece ruhsatsız olması nedeniyle hakkında yıkım kararı verilebilecek yapılar anlaşılmalıdır. Ruhsatsız yapı terimi içine hiçbir şekilde ruhsata bağlanması mümkün olmayan yapılar da girmektedir. İmar mevzuatında yapı ile ruhsat (izin) arasında çok sıkı bir ilişki kurulmuştur. Bu bağ, daha inşaata başlanmadan, alınması zorunlu yapı ruhsatı ile başlamakta ve inşaatın devamı sırasında denetim yoluyla sürmekte ve oturma izni (iskân ruhsatı) ile sona ermektedir. O nedenle inşaatın imar mevzuatında aranan şartları taşıyıp taşımadığının ve yapı emniyeti olup olmadığının denetlenmesi, o inşaatın ruhsata (izne) bağlanması ile olanaklıdır. İmar Kanununun konuya ilişkin emredici, herkesi bağlayıcı ve bundan dolayı mahkemelerce de re’sen (kendiliğinden) göz önünde tutulması zorunlu bu hükümleri karşısında, yüklenicinin, ruhsatsız olarak bir inşaata başlayamayacağı, arsa sahibinin de yükleniciyi ruhsatsız inşaat yapımına zorlayamayacağı açıktır.
Büromuz; 1/1000, 1/5000, 1/10.000,1/25.000 Ölçekli İmar Planlarının İptali Davaları, Belediyelerin İskan İşlemlerine İlişkin Yapılacak İtirazlar Ve Hukuki Prosedürün Takibi Kaçak Yapı Para Cezalarının İptali Davaları Yıkım Kararlarının İptali Davaları, İmar Mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklar ve benzeri konularda hukuki danışmanlık ve temsil hizmeti vermektedir.